LEFKOŞA – Güney Kıbrıs’ta “Kuzey’deki 1974 öncesi Rum mallarının yasa dışı şekilde el değiştirilmesine aracılık etme” suçlamasıyla yargılanan Kıbrıslı Türk avukat Akan Kürşat’ın davasında karar çıktı. Kürşat hakkındaki davada takipsizlik kararı verildi.
Savcılık temsilcisi Maro Charalambous, Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde görülen duruşmada kilit tanık olan İngiltere vatandaşının öldüğünün tespit edilmesinin ardından takipsizlik kararı alındığını belirtti. Charalambous, Kürşat’ın Kıbrıslı Rumların arazilerindeki evlerin alım satımında aktif rol oynadığına dair tek tanık olan İngiltere vatandaşının vefatı nedeniyle, takipsizlik kararı alınmasını talep etmek zorunda olduğunu söyledi.
Kararın açıklanmasından sonra KHA’ya kısa bir değerlendirmede bulunan Kürşat, Kıbrıslı yetkililere ve iddia makamına davaya soğukkanlı şekilde yaklaştıkları için teşekkür etti. Yeni Düzen gazetesine konuşan Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı ise, savcılığın ilgili tanığın vefat ettiğini belirterek, diğer tanıkların da ifade verebilecek ve suçları ispat edebilecek noktada olamayacağını değerlendirerek, Kürşat’ın tüm davalarının bir daha açılmamak üzere kapandığını ifade etti.
SEMBOLİK BİR DAVA
Kürşat, yılbaşı tatili için gittiği İstanbul üzerinden seyahat ettiği Roma’da 2000’li yılların ortalarında hakkında çıkarılan uluslararası tutuklama kararı uyarınca alıkonulmuştu. 30 Aralık 2023’te İtalya’da tutuklanarak Güney Kıbrıs’a iade edilen Kürşat, 9 Şubat’ta kefaretle tahliye edilmesi sonucu Kuzey Kıbrıs’a dönmüştü.
Kürşat’ın davası Kıbrıs’ın kuzeyindeki Rum mülkleri açısından sembolik değere sahip. Emsal teşkil eden dava kapsamında, Kürşat bir İngiltere vatandaşına yasa dışı yollardan Rum mallarını temin etmekle suçlanıyordu. Suçun tespiti durumunda Kürşat, Kıbrıs’ın güneyinde ağır hapis cezası ile karşı karşıya gelecekti.
YARIM YÜZYILDIR GÜNDEMDE OLAN SORUN
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ‘Kıbrıs Barış Harekatı’ olarak isimlendirdiği operasyonun ikinci aşamasının Ağustos 1974’te sona ermesinin ardından, yüzbinlerce Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı taşınmaz mülklerini adanın kuzeyinde bırakarak adanın güneyine göç etmek zorunda kaldı. Adanın kuzeyinde kalan Rum malları, ilk önce adanın güneyinden kuzeye nakledilen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Türk vatandaşlarına ve 1974 sonrası Anadolu’dan adanın kuzeyine getirilen vatandaşlara tahsis edildi. İlerleyen yıllarda ise bu mülkler el değiştirdi, çeşitli hukuki yollar denenerek üçüncü şahıslara devredildi.
2000’li yıllarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yönlendirmesi ile adanın kuzeyindeki Taşınmaz Mal Komisyonu da, soruna çözüm bulamadı. 2017 yılında Kıbrıs müzakerelerin çökmesi, 2019’da Kıbrıs Türk tarafının tek taraflı olarak, uluslararası kamuoyunun tepkisine rağmen kapalı şehir Maraş/Varoşa’yı yerleşime açma girişimi Kıbrıs’ta yarım yüzyıldır çözüm bekleyen taşınmaz mal meselesine yeni bir boyut eklemiş oldu.
Bu arada adanın güneyinde kalan Kıbrıslı Türklere ait mülkler için Kıbrıs Cumhuriyeti ,1974 sonrasında özel bir mekanizma kurdu. Bu mülklerin bir kısmı sembolik bir meblağ karşılığında yıllık olarak Kıbrıslı Rum göçmenlere kiralanırken kuzeydeki prosedürün aksine Kıbrıslı Türk mülklerin satılması yasaklandı.